Topallama Düzelir Mi?
Bazen hayatınızdaki küçük bir aksilik, yıkıcı bir hale gelir. Bir anlık şanssızlık, bir darbe ya da bir kazada kaybettiğiniz denge… Topallamaya başladığınızda, sadece bedeniniz değil, duygularınız da topallamaya başlar. Ben de böyle bir anı yaşadım. Hala hatırlıyorum o ilk adımı atarken, o anı, o hayal kırıklığını. “Topallama düzelir mi?” diye sordum kendime. Şimdi bu yazıyı yazarken, belki de gerçekten bunu anlamaya çalışıyorum.
O Günü Hatırlıyorum
Bir sabah, Kayseri’nin gri gökyüzüyle başladım güne. Her şey normaldi; kahvaltı, evden çıkış, araba yolculuğu… Ama bir anda her şey tersine döndü. Adımlarımı attım ve sağ bacağımda bir acı hissettim. Başlangıçta basit bir rahatsızlık gibi hissettim, ama biraz daha yürüdüm ve fark ettim ki, topallamaya başladım. Bir adım atarken, bir adım atamıyordum. Sanki bedenim bir şeylere takılı kalmış gibiydi.
İçimde bir hayal kırıklığı oluştu. Neden? Neden şimdi? Neden ben? Hayatın beni zorlayacak bu kadar küçük bir sorunu seçmesi de, biraz komik geldi aslında. Çünkü o an fark ettim ki, hiç beklemediğim bir şekilde, küçük bir rahatsızlık, büyük bir duygusal boşluk yaratıyordu.
Herkesin “şu an iyisin, geçer” demesinin ardından, kendimi hala o acıyı hissederken, sadece bir şeyin cevabını aradım: Topallama düzelir mi?
İki Gün Sonra: Biraz Umut, Biraz Hayal Kırıklığı
İki gün geçti. Topallama devam ediyordu. Gündelik işlerimi yapmaya çalışıyordum ama her adımımda vücudum bana başka bir cevap veriyordu. Topallama, sadece fiziksel bir sorun değilmiş gibi, duygularımı da sarmaya başlamıştı. İşe gitmek, arkadaşlarla buluşmak, bir şeyleri düzeltmeye çalışmak… Her şey zorlaşmıştı. Her hareketimde, her adımımda bir hatırlatma vardı. O acı, o rahatsızlık, bir türlü geçmiyordu.
Bazen umut ediyorsunuz, ama işin içinde kaybolan şey, o beklediğiniz hızla iyileşme değil, kendi gücünüz oluyor. Bu, topallamanın bedensel bir tarafıydı ama ruhsal yanıyla başa çıkmak da bir o kadar zordu. Bir noktada sadece o soruyu sormaya başladım: Topallama düzelir mi?
Yine de, her gün biraz daha iyileşmek istedim. “Belki yarın daha iyi olurum,” diye düşündüm, ama yarın hiçbir şey değişmedi.
Bir Hafta Sonra: Kendimi Anlamak
Bir hafta geçti ve topallamam azalmaya başlamıştı. Ama o topallama, sanki bir yara gibiydi. Hem fiziksel hem de ruhsal anlamda. Ama o yara, iyileşmeye başlamıştı. Fark ettim ki, bazen düzelmek sadece fiziksel değil, duygusal bir süreçtir de. Kendimi iyileştirmek için vücuduma gösterdiğim sabrı, zihnime de göstermem gerekiyordu.
Bir hafta sonra yürürken, sol bacağımda o acıyı daha az hissediyordum. Bir adım daha attım. Topallamam geçiyordu. Ama bacaklarımdaki iyileşme, bana bir ders verdi. Her şeyin düzelmesi zaman alır, fiziksel ya da duygusal fark etmez. Sabır, gerçekten bir erdemmiş. “Topallama düzelir mi?” diye sorarken, belki de yanıtı bulmuştum.
Hikayem belki de tam olarak bu: Her şeyin zamanla düzeleceğine inanmak, ama o iyileşme sürecinde kendini kaybetmemek.
Sonuç: Topallama Düzelir Mi?
Bu yazıyı yazarken, topallamanın aslında sadece fiziksel değil, duygusal bir süreci de simgelediğini fark ettim. Topallama, her zaman sadece bedenin bir yanıtı değil, zihnin de bir yansımasıydı. Kendini iyileştirmek, zaman alabilir. Her şeyin “normal” olacağına dair bir garanti yok. Ama belki de topallama, o acıyı hissettiğiniz anın, sonrasında iyileşmek için verdiğiniz mücadeleyle anlam kazanır.
Topallama düzelir mi? Bazen cevabın, topallamanın bitmesinde değil, o sürecin içinde olduğunu görmek gerek. Ve belki de, en nihayetinde, topallama sadece geçici bir durumdur. Ama o geçici an, insanın kendini daha güçlü hissetmesini sağlar.
Belki de bazen hayatın acı veren anları, aslında büyümek için fırsatlardır.